Başarı, bireysel çabanın ve azmin bir sonucu olduğu kadar, çevrenin desteğiyle de şekillenir.

Ancak bazı topluluklarda başarı, alkışlanması gereken bir kazanım olmaktan çıkar ve kıskançlık, çekememezlik gibi duyguların gölgesinde değerlendirilir. Özellikle aynı kökenden, aynı değerlerden gelen bireylerin birbirini desteklemesi beklenirken, tam tersi bir tutumla karşılaşmak hayal kırıklığı yaratabilir.

Kıskançlık ve Çekememezlik Neden Yaygın?

Özellikle benzer geçmişlere sahip bireyler arasında, birinin yükselmesi diğerleri tarafından tehdit olarak algılanabilir. Bunun temel nedenleri arasında şunlar yer alır:
1. Kendi Başarısızlığıyla Yüzleşememe: Kendi potansiyelini gerçekleştiremeyen bireyler, başarılı olanları görmek istemez. Çünkü bu, onlara kendi eksikliklerini hatırlatır.
2. Sınırlı Kaynak Algısı: Bazı insanlar, başarının ve fırsatların sınırlı olduğunu düşünerek, başkalarının yükselişini kendi düşüşleri gibi algılar. “O kazandı, o halde ben kaybettim” zihniyeti kıskançlığı besler.
3. Toplumsal Rekabet Kültürü: Bazı toplumlarda başarı bir dayanışma unsuru değil, rekabet aracı olarak görülür. “Ben yapamadım, o da yapmasın” düşüncesi, destek yerine köstek olmayı getirir.
4. Özsaygı Problemleri: Kendine güveni düşük bireyler, başkalarının başarılarını takdir etmek yerine eleştirme eğiliminde olur. Bu, içsel eksiklikleri gizlemek için bir savunma mekanizmasıdır.

Destekleyen ve Desteklenmeyen Toplumlar

Dünya genelinde, bireylerinin başarılarını gururla sahiplenen toplumlar, kolektif yükseliş yaşarken; birbirini baltalayan topluluklar yerinde saymaya mahkûm olur. Başarı, sadece bireysel bir kazanım değildir; bir kültür, bir zihniyet meselesidir.

Bugün birçok toplumda, başarıyı teşvik eden ekosistemler oluşturuluyor. Örneğin, birbirini destekleyen iş dünyası, akademi veya sanat camiaları, uzun vadede sürdürülebilir büyüme sağlıyor. Ancak iç çekişmelerin hâkim olduğu yapılar, yeteneklerini tüketerek kendi içinde yok oluyor.

Ne Yapılmalı?

Bu zihniyet döngüsünü kırmanın birkaç yolu var:
• Başarıyı Kendi Başarımız Gibi Görmek: Bir başkasının başarısı, bize kaybettirmez. Tam tersine, ait olduğumuz topluluğun ilerlemesi demektir.
• Destek Kültürünü Yaygınlaştırmak: Başarıyı paylaşmak, bireysel olduğu kadar kolektif bir kazanım da getirir.
• Eleştiriyi Yapıcı Hale Getirmek: Yıkıcı kıskançlık yerine, yapıcı rekabet duygusu geliştirmek daha sağlıklı bir yaklaşımdır.
• Kendi Yetersizliklerimizle Yüzleşmek: Başkasının başarısını sorgulamak yerine, kendi gelişimimize odaklanmalıyız.

Velhasıl, bir toplum kendi içinden çıkan değerleri desteklemezse, dışarıdan birilerinin bunu yapmasını beklemek gerçekçi olmaz. Hepimiz, ait olduğumuz topluluğun yükselişine katkıda bulunabiliriz. Kendi insanımızı yüceltmek yerine baltalarsak, sadece bireysel değil, toplumsal olarak da kaybederiz.

Saygılarımla

Kübra Hülya Arici Sorrentino