Türkiye’de spor medyası, bilgi üretmekten çok duygu manipüle eden bir yapıya dönüştü.
Futbolu geliştirmesi beklenen bu sistem, yıllardır kuşku, kriz, komplo üzerine inşa edilmiş durumda. Hep aynı gürültü:
“Hoca gitsin.”
“Bu çocuk bir şey olmaz.”
“Yönetim istifa!”
Eleştiri? Var. Ama bilgi yok.
Analiz? Var. Ama bilim yok.
Rating var… Çünkü kaos satıyor.
Kaosu Üreten Medya, Sonucu Sahaya İtiriyor
Futbolun içindeki insanlar bu medya baskısı nedeniyle duygusal değil, popülist kararlar almak zorunda kalıyor.
Genç bir oyuncu iki pas hatası yapıyor → Manşet:
“Balon çıktı!”
Bu linç kültürü yüzünden:
• Genç oyuncu risk almaktan korkuyor
• Teknik adam doğrularından vazgeçiyor
• Yönetimler plan değil, pansuman yapıyor
Sonuç: Gelişmeyen, aynı hataları döngüsel tekrarlayan bir futbol düzeni.
Psikoloji bilimi, sürekli dış kontrol odağının bireyin performansını düşürdüğünü söyler.
Bizde dış kontrol odağının adı: Spor medyası.
“Uzman” Etiketi ile Cehalet Pazarlığı
Bugün ekranlarda:
• Yüklenme bilimi konuşulmaz
• Taktik gelişim analiz edilmez
• Veri temelli futbol tartışılmaz
Ama en yüksek sesi çıkaran, en bilgili kabul edilir.
Türkiye’de spor medyası:
Bilgiyi değil, sesi ödüllendiriyor.
Bilimsel Analizin Olmadığı Yerde Manipülasyon Büyür
Avrupa spor medyası, oyunu bilimle okur.
Bir oyuncu kötü oynadıysa:
• GPS verileri
• Pozisyon zincirleri
• Bilişsel yük seviyesi
• Isı haritaları
konuşulur.
Bizde ise hâlâ:
“O topu nasıl dışarı attın?!”
Futbolcu Psikolojisini En Çok Yıpratan Ülke
19 yaşındaki bir oyuncu:
“Bir hata yaparsam beni bitirirler.”
korkusuyla hareket ediyor.
Bu baskı ortamında beyin korunma moduna geçince:
Yaratıcılık biter → Futbol donar.
Sorumluluk Çağrısı: Medya Futbolu Yönetmeyi Bıraksın
Spor medyasının üç asli görevi vardır:
1. Bilgi üretmek
2. Eğitmek
3. Gelişime hizmet etmek
Bugün yapılan tam tersidir:
Cehaleti beslemek, kaosu pazarlamak.
Kaos para kazandırıyor olabilir.
Ama ülke futbolunu batırıyor.
Son Söz: Futbolu Bilgi Kazandırır, Bağırışlar Değil
Bir ülkenin spor medyası oyuna tuttuğu aynadır.
Bizim aynada görünen ise:
Bilgisizlik, tahammülsüzlük ve saldırganlık kültürü.
Futbolu bilim kurtarır.
Bilimi ise konuşan değil, çalışan insanlar korur.
Artık spor medyası öğrenmeyi öğrenmeli.
Çünkü gerçek gelişim:
Ses yükseltmekle değil, seviyeyi yükseltmekle olur.
Hakan Karatepe
Teknik Direktör / Antrenman Bilimci