Hastalanmadan önce sağlığın, yaşlanmadan gençliğin, zamanı geçmeden yaşadığımız anın kıymetini bilmek gerek. Mevsim sonbahar, havalar soğudu, bağışıklık sistemimiz zayıfladı, etrafımızda aksırıp tıksıran kişiler çoğaldı.
Sanki Covid-19 yıllar öncesinde kalmış gibi. Grip ve nezle tedavisinde beylik bir söz vardı: “İlaçlarla bir hafta ilaçsız / istrahatle / doğal takviyelerle (portakal, mandalina, limon) 7 günde iyileşirsin”…
Sağlık bir bütün tıpkı insan gibi: Biyo-psiko-sosyal bir varlık olan insanoğlu için de sağlığın tanımı; “sadece fiziksel sağlık olmayıp, bedensel, psiko / ruhsal – sosyal iyilik halidir.
Nasılsınız? Afiyette misiniz? Kendi iyilik halinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?
Sağlıklı yaşam içinde “topyekün bir hareket gerekli yani seferberlik…
"Sefer Görev Emri" diye askeri bir kavram var. Bu emri alan, sefere katılmak zorundadır.
Dost dosta, "haydi yola revan oluyoruz" deyince, nereye diye sormazmış.
İnsanoğlu belki dünya yolculuğuna kendi hür iradesiyle çıkmadıysa da, bu can bu tende olduğu sürece yola devam zorunluluğu vardır. Hem de yolda sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak gerek.
Her yolculuğun kendine özgü koşulları vardır. Bu yolculuklar her zaman için planlı olmayabilir. Yola çıkmak için yıllarca adeta kulağınız telefonda, gözünüz yolda bir haber beklersiniz. O haber bir türlü gelmez.
Artık "umudunuzu yitirip" küsersiniz adeta, içiniz başka diliniz başka söylese de, kesime giden horoz gibi "gözünüz çöplükte" kalır...
Yaşam ve kariyer yolculuğunda kritik eşikler, karar anları, yol ayrımları çıkar karşına...
Bazen farkına varırsın, bazen gözün bağlanır görmezsin daha doğrusu "konfor alanından" çıkmak istemezsin. Oysa durağanlık insan tabiatına aykırı bir durumdur. Kimisi geçmişiyle övünür, geçmişteki günlere takılı kalır, kimisi de gelecekteki olası güzel günlerin hayaline sığınır. Oysa güzel bir söz var, "kader gayrete aşık" diye...
Belh şehrinin Sultanı günlerden bir gün tacını tahtını bırakıp inzivaya çekilir. Kendisine bir rehber arar. Bir rehber bulur bulmasına da rehber talebesini hem sınava sokar hem de eğitir: Kıssa uzun lakin bir meczup eski Sultanın kafasına elindeki sopayla vurur, kafasından kanlar akarken, eski Sultan meczupadönüp; "senin bizde aradığın öfkeyi Belhtebıraktığımız çok oldu" demiş. Meczup bu cevabı rehbere iletince, "demek halâ Belhteki günlerini unutmamış ha, varsın ormanda odun çekmeye devam etsin" diyerek kararını vermiş...
İster konfor alanı deyin, ister alışkanlık, bir durumun değişmesini istiyorsanız bu konuda "bilerek ve isteyerek" karar verip, "Ya Allah Bismillah" deyip, harekete geçip,değişim sürecini önce zihinsel düzlemde gerçekleştireceksiniz.
Siz hazır olunca fırsat penceresi de açılıverir. Bunu değerlendirip değerlendirmemek size kalıyor. İnsan farklı nedenlerle etrafındaki fırsatları göremeyebiliyor.
Korunaklı limanda bekleyen gemiler de aşınır. Kaldı ki yol da almamış olurlar yani yol katetmemiştir. Yerinde saymış, geride kalmış olur. Bir kaptan gemisini her türlü hava koşullarında, rotasındaki limana sağ salim ulaştırmak durumundadır.
Bu can bu tende yolculuğa devam ededururken, yerinde mi sayacak, kalın halatlarla limana bağlı mı kalacak, içinde yolcuları ve tayfaları olmadan yoksa; sefer mi çıkacak?...
Kariyer yolculuğu yaşam gibi devam eder. Emekliliğe erkenden gün saymaya başlayanlar, "ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim" mısrasını hayatına aksettirirler. Oysa insan sadece yaptığı işten emekli olur, yaşamdan emekli olunmaz.
Yaptığımız olasılık hesaplarıyla, matematikçileri kendimize güldürecek kadar iyimser ama o derece kötü bir duruma düşmeye ne gerek var...
Bizler seferden sorumluyuz, gayret bizden zafer Allah'ın takdiri...
Herkesin yaşamında böylesi kritik kararlar verdiği anlar olmuştur. “Daha önce yaptım, pişman olmadım, başardım. Yine başarabilirim” diyenlerden misin?
Sen harekete geçip "işini hakkıyla yapınca" sonuçta "başarısız" olsan da oradan alacağın bir ders seni bir sonraki hamleye hazırlıyor.
Daha önceki yol ayrımlarında aldığın riskleri düşün; bugün alacağından daha mı yüksekti ya da az? Riski göze alan ve yol alır.
Şimdi gemiyi limandan hareket ettirme zamanı geldi. Bu yolculuk, bu hikayenin "taçlandığı" bir bölüm olacak inşallah.
Ben hazırım, “kendi yaşamımın kaptanı olma sorumluluğunu”alıyorum, bir kez daha Allah'a şükrediyorum ki, "haydi" diyen dostlarım var.
Yaşama sevinciyle dolu, “Sağlıklı Yaşam Seferberliği” duygusu ve sorumluluğunda bir yaşam umuduyla…
Dr. Özcan Kars
13 Ekim 2025