Hepimiz biliyoruz ki, Hayat, dışarıda olup bitenden çok, içeride ne yaşadığımızla şekilleniyor.
Gözümüzle gördüğümüz her şey, önce zihnimizde bir anlam buluyor. O yüzden inanıyorum ki, düşüncelerimiz sadece ruh halimizi değil, hayat yolculuğumuzu da doğrudan etkiliyor.
Gün içinde hepimiz birçok şey yaşıyoruz. Güzel anlar kadar, moralimizi bozan, canımızı sıkan olaylarla da karşılaşıyoruz. Fakat önemli olan başımıza ne geldiği değil; bizim o olaya nasıl baktığımız. Aynı yağmur altında yürürken kimimiz keyif alır, kimimiz şikâyet ederiz. Farklı olan yağmur değil, bakış açımızdır.
Ben, kendi adıma şunu öğrendim: Güzel düşünmeye gayret ettikçe, hayat daha kolaylaşıyor. Zorluklar elbette bitmiyor ama onlarla başa çıkma gücüm artıyor. İnsanlara daha anlayışlı, olaylara daha sakin, hayata daha umut dolu bakabiliyorum. Çünkü güzel düşünen, güzel görmeye başlıyor. Güzel gören de, doğal olarak güzel yaşamaya başlıyor.
Kendimize, çevremize ve geleceğimize karşı daha olumlu bir dil kullanmak, sadece moral kaynağı değil, bir yaşam biçimi olabilir.
Elbette her gün toz pembe olmayacak. Ama unutmamalıyız ki; bakış açımızı değiştirmek, çoğu zaman hayatı değiştirmeye yeter.
Hayat, çoğu zaman dış koşulların değil, iç dünyamızın bir yansımasıdır. Başımıza gelen olaylardan çok, bu olaylara nasıl tepki verdiğimiz, nasıl düşündüğümüz belirler yaşam kalitemizi. Düşüncelerimiz bir nevi iç sesimizdir; bizi yönlendirir, kararlarımızı etkiler, karakterimizi şekillendirir.
Bu yüzden, saf ve nazik düşünceler barındırmak bir lüks değil, bir gerekliliktir. Zihnimizde taşıdığımız her düşünce, tıpkı toprağa atılan bir tohum gibidir. Eğer sevgi, anlayış ve iyilik ekiyorsak; zamanla bu değerler hayatımızda filizlenir. Ama kin, öfke, kıskançlıkla dolu bir zihnin meyvesi de doğal olarak huzursuzluk olur.
Bugün dünyada en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, empatiyle ve içtenlikle yaklaşan insanlar. Bunu sağlamak ise zihinsel farkındalıkla mümkün. Her gün aynaya bakarken sadece yüzümüzü değil, düşüncelerimizi de gözden geçirebilmeliyiz. Ne taşıyoruz içimizde? Kime ne faydamız var? Hangi düşüncemiz bir başkasının kalbine dokunuyor?
Unutmayalım ki, nazik bir düşünce, söylenmese bile davranışlarımızdan taşar. İç dünyamızın güzelliği, kelimelerimize, bakışımıza ve hatta sessizliğimize bile yansır. Bu nedenle bugün, bir an durup düşünelim: “Ben ne düşünüyorum ve bu düşünce beni nasıl bir insana dönüştürüyor?”
Çünkü düşünceler sadece bizi değil, dokunduğumuz herkesi etkiler. Ve dünyayı değiştirmek, bazen sadece saf bir düşünceyle başlar.
Gelin hep birlikte kendimize şu sözü hatırlatalım:
Güzel düşün, güzel bak, güzel yaşa.
Çünkü hayat, düşündüğümüz kadar güzel. Gördüğümüz kadar anlamlı,yaşadığımız kadar güzel şekilleniyor ve Zihnimizde anlam buluyor...