Bir futbol maçının kırılma anları vardır. Beşiktaş’ın Shakhtar Donetsk karşısında yediği üçüncü gol bu kırılma anlarının somut örneğidir. Ama bu sadece bir “gol” değil, bir yapı sökümü, bir sistem zaafının çırılçıplak ortaya çıkmasıdır.

51 pas. Evet, tam 51 pas sonucu kaleye gelen bir top ve ardından ağlarda son bulan bir darbe. Sadece skoru değil, Beşiktaş’ın oyun anlayışını, fiziksel seviyesini, taktik organizasyonunu ve en önemlisi maç içi zihinsel direncini gözler önüne seren ibretlik bir sekans.

Oyunu İzleyen Değil, Takip Eden Beşiktaş

Modern futbolda “pres” ve “bloklar arası sıkıştırma” sadece savunma refleksi değildir; bir oyun karakteri, bir fiziksel ve zihinsel hazırbulunuş halidir. Shakhtar Donetsk’in 51 paslık gol sekansı boyunca Beşiktaşlı oyuncular, topu geri kazanma konusunda hiçbir kolektif çaba göstermedi. Bloklar arasındaki kopukluk, ön alan baskısının olmayışı, orta saha hattının yavaşlığı ve geri dörtlünün sürekli geri kaçması adeta rakibin işini kolaylaştırdı. Bu pozisyonda Beşiktaş, oyunu izleyen bir figüran topluluğu gibiydi. Hiçbir zaman topun yönünü, hızını veya olası pas bağlantılarını bozma çabasında bulunmadı. Bu, yalnızca fiziksel eksiklik değil; taktik disiplinin eksikliği ve pozisyon bilgisi zaafı demektir.

Beşiktaş'ın Fiziksel Kapasite Sorunu: Sahada Sürüklenen Bir Takım

Futbol artık bir atletizm sporudur. Temponun yüksek, geçişlerin hızlı, baskının organize olduğu günümüz futbolunda Beşiktaş’ın fiziksel durumu alarm verici düzeyde. Maç boyunca ikinci toplarda geç kalmalar, adam paylaşımında eksiklikler ve çabukluk gerektiren senaryolarda çaresizlikler yaşandı. Üçüncü gol bu durumu sembolize eden bir “fiziksel çöküş anı”ydı. Hiçbir oyuncu, 51 pas süresince topu bozacak bir müdahalede bulunamıyorsa bu yalnızca taktik değil, aynı zamanda enerji seviyesinin düşük, oyuncuların maç kondisyonunun eksik ve yoğun tempo anlarına hazırlıksız olduğunun da göstergesidir.

Taktiksel Organizasyon ve Maç Planlamasındaki Zaaflar

Beşiktaş, maç boyunca sanki ne zaman baskı yapacağını, nerede blok kuracağını ve topu hangi bölgede karşılayacağını bilmeyen bir takım gibiydi. Shakhtar’ın her pası bir üst bölgeye geçiş için kullanılırken, Beşiktaş oyuncuları sürekli pasif kaldı. Bu pasiflik, sadece bir oyuncunun değil, kolektif oyun planının eksikliği nedeniyle oluşur. Burada teknik ekibin de sorumluluğu büyüktür. Üstelik bu gol, bir nevi “kapanış golü” değil, Beşiktaş’ın tamamen çöktüğünün belgesiydi. Rakibe bu kadar uzun süreli top yapma imkânı tanımak, sadece defans değil, maçın tüm fazlarının çöktüğü anlamına gelir.

Sonuç: Modern Futbolda Tempo, Fizik ve Akıl Birlikte Olmalı

Beşiktaş gibi hedefleri olan bir takım için 51 pasla yenilen bir gol, sıradan bir detay değil; tüm sistemin iflasıdır. Bu pozisyon, savunma organizasyonu, fiziksel yeterlilik, oyuncu konsantrasyonu ve oyun disiplini gibi başlıkların alarm verdiği bir pozisyondur. Eğer Beşiktaş bu sezon ayakta kalmak, yarışmacı olmak istiyorsa; öncelikle tempo yaratabilen, dinamik oynayan, alan kapatan ve en önemlisi oyunu yöneten bir takım kimliğine bürünmelidir. Aksi halde bu 51 paslık yıkım, sezonun özeti olmaya adaydır.