İsimleri farklı olsa da Alzi de Harput da Elaziz de bir Elazığ.

Elazığ yaptıkları ile sadece şimdi konuşulmuyor. Dün de Elazığ özel ve güzeldi bugün de. Elazığ'ı konuşacak çok şey var. Çünkü bugünü ve dünü ile Elazığ'ın ömrü tarihin başladığı günlere uzanacak kadar eski, yaşı kadar tecrübeli, özü itibarı ile canlı ve gençtir Elazığ. 

Tarihin silinmeyen ayak izlerinde Elazığ'da kimler gelip geçmemiş ki, kimler silinmez iz bırakmamış ki!

Buram buram tarih ve insanlık kokuyor Elazığ. Çünkü Elazığ devasa kültürler abidesi. 

Hangi kahramanlar at sürmemiş, hizmet etmemiş ki bu topraklarda. Sümerler, Hurriler, Etiler, Asurlar, Seleküsler, Romalılar, Araplar, Bizanslılar, Artukoğulları, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Selçuklular, Osmanlılar ve sonsuza kadar göklerde dalgalanacak bayrağı Türkiye.


Dünü ve bugünü ile birçok medeniyeti içinde barındıran ilim ve kültür merkezi, çok kültürlü eğitimin merkezi olmuş Elazığ. Özellikle Harput, ilim ve kültür yönünden Doğu Anadolu'nun başlıca merkezlerinden biri olmuş. 

Değişik milletlere, ırklara, dinlere sahip insanlar huzur içerisinde yaşamışlar, kardeş kardeş geçinmişler bu topraklarda. Hangi ayaklanma, terör buralarda hayat sürmüş, destek görmüş ki! Çünkü Elazığlı olmak başlı başına farklı bir kültürdür. Mayası insanlık hamuru ile yoğrulan Elazığlı "Yeter ki gönüller hoş olsun"u hep yaşatmış ve kendini "Zalime sert mazluma babacan" ilkesi ile tanımlamıştır. Yani amaç hep iyi insan ve insana hizmet olmuştur. 

Dünü bugüne bağlayan tarihin defterlerinde İstiklal Savaşında yedi yüz on sekiz, Çanakkale'de yüz elli dokuz şehit vermiş Elazığ. Ya Türkülerde yer bulan Yemen'de, Sarıkamış'ta ve alçak gönüllüğü ile ses çıkarmayan şanlı tarihin diğer sayfalarında…
Ya bugünü ile Elazığ?


Türkiye bir bütündür ve her ilimiz de değişik güzellikleri içerisinde barındıran zengin desenler numunesidir elbette. Ama Elazığ ve Elazığlı olmak gerçekten farklı.


Elazığ; coğrafik yapısı, ulaşım, tarih, kültür, sanat, folklor, tarım ve ticaret abidesi bir il olup adeta yedi iklimi bir arada yaşayan, Avrupa ile Asya arasında bir köprü konumunda bulunan Türkiye gibidir. 

Elazığ, görevleri ve önemi itibarı ile adeta bir kalp hükmündedir. PKK Terörünün ve bölücü her türlü faaliyetlerin karşısında adeta bir set olmuş Elazığ. 

Coğrafi konumu itibariyle de Doğu ve Batı Anadolu arasında bir geçiş kapısı olmasına rağmen kaç ciddi olay yaşanmış, kimler teröre yataklık yaparak terörün Doğudan Batıya sıçramasına alet olmuş ki. Doğu'nun Paris'i, bir Bölge Şehridir Elazığ. Dahası Elazığ bir Huzur Adasıdır. 

Her zaman aklı ile vicdanını barıştıran Elazığlı terörden kaynaklanan mağduriyetlere rağmen vatanı, ülkesi için gereken ne ise Elazığlı hep onu yapmıştır. Hatta Elazığ terörden mağdur olmasına rağmen çok uzun bir süre Teşvik Kapsamında da yer almamıştır. 

Elazığlı, Ülkesinin çıkarı ve gelişmesi adına ne gerekiyorsa üzerine düşeni yapmaya çalışmıştır. Daha müreffeh bir Türkiye için Fırat üzerinde kurulacak Keban Barajı için Keban ve Ağın başta olmak üzere yüz ellinin üzerinde yerleşim yeri sular altında bırakılmıştır.


Kibirlenme adına değil, ama gururlanma adına Elazığlı olmaktan çok mutluyum ve Elazığlılık şans olduğu kadar bir avantaj. Her nerede Elazığlı olduğumu söyledi isem de hep Elazığlının takdire şayan özelliklerinden beğeni ile takdir topladım. 

Memleketimin ve hemşerilerimin güzelliklerini başkalarında duymanın mutluluğunu yaşadım. Kaç ile mensup insanlar memleketin duyduğunda heyecanlanır, memleketinden ayrıldığında vücudunun bir uzvunu kaybetmiş gibi üzülür ki…


Elazığlı özelliklerinin güzellikleri kadar, kendisi de özel ve güzel. Her şeyden önemlisi de insani hassasiyetlerde duygulu olduğu kadar vatanperver mi vatanperver Elazığlı. Çıkarları gereği Dünya, PKK Terörünü sessiz bir şekilde izlese de insan olan insanın yüreği yanar terörünün öldürülen insanlığın kahpe kurşunlarında. Türkiye kızgın bu yaşananlarda. Teröre her kesimden ve ilden çığ gibi nefretler aratarak devam ediyor. Ama Elazığ kendine yakışanı ile bir başkaydı miting ile.

Elazığ'daki miting çok iyi bir şekilde okunmalıdır. Yüz binin üzerindeki her yaştan insanlar ellerindeki bayraklarla Elazığlı şehitleri minnetle anıyor, şehit yakınlarına kucak açıyor, teröristler ve iş birlikçilerini nefretle anarak dünyaya önemli mesajlar veriyordu Elazığlı. 

Ve Elazığlı engin kültürüne ve insana verdiği değere paralel olarak Mevla'nın aşkı ve sevgisi kadar tepkisini de dile getiriyordu sanki. Elazığ'da yükselen tepkiler Mevlâna’ya eşlik edercesine;


"Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol ama BÖLÜCÜ OLMA! Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen ama KENDİNİ BEĞENME! Fidan büyüt, gariban doyur, çok besle ama İHANET ETME! Rakibini geç, sınıfını geç ama GÜLÜP GEÇME! Ev al, araba al, abdest al ama BEDDUA ALMA! Doğrul, devril ama EĞRİLME! Seslen, uslan ama YASLANMA! İtil, atıl ama SATILMA"


Bu ülkede şehit veren anneler düşmanı sevindirmemek adına ağlamıyorsa, çocuklar asker selamı ile şehitlerine saygı duyuyorlarsa, dedeler beni de askere götürün diyorlarsa, özel harekât çalışanları gönüllü olarak tayin istiyorlarsa, eğlencelere gem vuruluyorsa, nefretler ve tepkiler çığ gibi büyüyorsa, dualarla kendini gösteren bu dayanışma ve birlik gösteriyor ki terörün yaptıkları beyhude. Sadece şeklen insan olunmuyor ki!


Şu unutulmamalıdır ki elbet bir gün hesap sorulacaktır kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.

Haberin Saati ve İlhan Kılıç farkı ile Elazığ Türkiye’nin güzide ve gönül kahramanlarının, dünyaya sınır tanımayan evrensel değerlerde her devletin kendini bulabileceği koca çınar, ölümsüz mekanların izlerinin silinmediği kültürler buluşmasıdır.

Haydi gel inanç, kültür, spor, doğa, tarım ve tarih memleketi Elazığ’a gidelim…