Nereden başlasam, neyi ve hangisini, yazsam diye düşünüp durdu günlerce Kalem.
Her nerede, kim tarafından, nasıl olursa olsun zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem, zulme rıza zulüm olduğundan zulmü görmezlikten gelemem. Hatta zalim olmaktansa mazlum, masum olmayı tercih ederi...
İncinmek, örselenmek, yaralanmak, kırılmak… Anormal bir durumu, arızayı, eksikliği, hayatın normal gidişatını sekteye uğratan, istenmeyen durumlar karşısında sık sık kullanılan ifadelerdir.
Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu.” sözü benzer anlam kazanarak daha geniş bir ifade ile “Silah icat oldu mertlik bozuldu.” Kalıbı ile günümüze kadar gelmiş ve daha ileriye de gidecektir.
İsimleri farklı olsa da Alzi de Harput da Elaziz de bir Elazığ.
Öğretim mi önce gelir veya önceliklidir, yoksa eğitim mi?
Amacı ve hedefi belli olan bir hayat. Güzelin, iyinin, doğrunun, sevginin, vicdanın ve değerlerin el ele verdiği huzurlu bir yaşam…
Hayatı farklıydı, ölümü de farklı oldu. Üstelik elli beş yıla sığdırılan ölümsüz eserleri ölümünden sonra dünyada ebediyete kadar yaşayacak herkese nasip olmayan mirasıydı.
Çanakkale Zaferi sadece bir güne sığdırılmış bir zafer ve bir haftada içerisindeki rutin etkinlikler değildir.
Hayat güzellikler kadar, imtihanlarla örülü sürprizlerin meçhul noktalarıdır. Güzel görüp güzel düşünülen veya güzel düşünülüp güzel gören gözlerin hayatı güzeldir elbette.