Lisans Var, Yetkinlik Yok: Türk Futbolunda Yapısal Kopuş
Atletik Performansın Bilimsel Karşılığı Nedir?
Son yıllarda Türk futbolunda en sık duyduğumuz kavramlardan biri “atletik performans” oldu. Modern futbolun gerektirdiği fiziksel hazırlık, planlama, performans takibi ve sakatlık risk yönetimi; yüzeysel bilgilerle değil, antrenman bilimi temeliyle yönetilmesi gereken çok katmanlı süreçlerdir.
Bu nedenle atletik performans, birkaç gün süren kurslarla edinilecek bir unvan değil, bilimsel altyapıya dayanan bir uzmanlık alanıdır.
UEFA Kriterleri, TFF Çözümleri
UEFA’nın kulüplerden performans departmanı istemesi oldukça yerinde bir adımdır. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu bu gerekliliği uygulamaya geçirirken, bilimsel niteliği artırmak yerine kısa kurslar açarak “zorunluluğu yerine getirmiş gibi görünmeyi” tercih etmektedir.
Bu yaklaşım, futbolu geliştirmeyi değil, sadece prosedürü doldurmayı amaçlamaktadır.
On Günlük Eğitimle Uzmanlık Verilebilir mi?
TFF tarafından verilen kısa süreli kurslar sonucunda katılımcılara sertifika verilmesi, bu kişilerin kendilerini “atletik performans uzmanı” olarak tanımlamalarına neden olmakta ve birçok kulüpte bu görevleri üstlenmelerine yol açmaktadır.
Oysa spor bilimleri fakültelerinde; fizyoloji, antrenman bilimi, motor öğrenme, biyomekanik ve sporcu sağlığı hakkında yıllar süren akademik eğitim alınmaktadır.
Bu iki yolun aynı uzmanlığı temsil ettiğini düşünmek büyük bir yanılgıdır.
TFF Antrenör Kurslarının Pedagojik Eksiği
Benzer sorun TFF antrenör kurslarında da yaşanmaktadır. Son dönemde C lisans kurslarından mezun olan kişilerin temel antrenman bilgisi, pedagojik yaklaşımı ve özellikle altyapı eğitimi için gerekli iletişim becerilerinin son derece zayıf olduğu bilinmektedir.
Bu kişiler altyapılarda görevlendirildiğinde, futbolun en kritik gelişim basamağı uzman olmayan kişilere teslim edilmiş olmaktadır.
Kişisel Tanıklık: 2015 UEFA A Lisans
2015 yılında UEFA A lisans sürecine katıldığım dönemde benzer bir tabloyla karşılaştım. Saha içinde iletişim kuramayan, egzersiz yönlendiremeyen, uygulama organizasyonu yapamayan çok sayıda kursiyer, kursu başarıyla tamamladı.
Bu kişiler bugün profesyonel yapıların içindedir.
Burada sorun kişiler değil, yetkinliği ölçmeyen ve belgeyi yeterlilik gibi sunan sistemdir.
Türkiye’nin En Temel Yanılgısı
Türkiye’de futbol yönetimi, Avrupa kriterlerini gerçekten uygulamak yerine, yerine getirmiş gibi görünmeyi tercih etmektedir. Bu nedenle sertifika sahipleri çoğalırken, yetkinlik düzeyi aynı oranda yükselmemektedir.
Kâğıt üzerindeki uygunluk, sahadaki gerçekliği temsil etmemektedir.
Antrenman Bilimi Olmadan Gelişim Olamaz
Performans gelişimi, uygun uyaranların, doğru planlamanın, fizyolojik uyumun ve sakatlık risk yönetiminin bir bütün olarak uygulanmasını gerektirir. Bu süreç yalnızca antrenman bilimini temel alan bir bakış açısıyla yürütülebilir.
Dolayısıyla kısa süreli kurslar, futbolcu sağlığı ve ülke futbolunun geleceği açısından ciddi risk taşımaktadır.
Sonuç: Türkiye Sahada Rakibinden Değil, Sisteminden Yeniliyor
Futbolda gelişim, ancak bilimsel zemine dayalı antrenman anlayışı ve pedagojik yeterlilikle mümkündür. Bugün ihtiyaç duyulan şey sertifikaların çoğalması değil, gerçekten yetkin antrenör yetiştirilmesidir.
Sertifika ile antrenörlük yapılmaz; yapılmaya devam edildiği sürece Türk futbolu gelişmeyecek, aynı döngüyü her yıl yeniden yaşayacaktır.