Dost ve dostlukla ilgili bir tanım yapmak zor olsa da çok şey söylenebilir dost ve dostluk için. Dost; candır, kardeştir, kişinin bir noktada benzeridir. Dost ve dostluklar için ne güzel sözler konuşulmamış, dilden dile ne şiirler, türküler söylenmemiş ki…

Seyyit Nizamoğlu dilden dile gelen şu mısralarında dostun insanlığını bakın ne güzel okumuş;

Cümle dünya sizin olsun, bir dost bir post yeter bana

Atlas diba senin olsun, bir dost bir post yeter bana

Karun malın verirlerse, beni sultan kılarlarsa

Alem kulum olurlarsa, bir dost bir post yeter bana.

Gönüllerin Şairi Aşık Veysel görmeyen gözle bakın dostluğu nasıl görmüş;

Dost dost diye nicesine sarıldım benim sadık yârim kara topraktır

Beyhude dolandım boşa yoruldum benim sadık yârim kara topraktır.

Tabii ki arkadaşlıkla dostluğu da karıştırmamak lazım. Geçenlerde arkadaş ve dost arasındaki farkları belirten uzunca bir mail gönderilmişti mailime.

—Dostluk mekâna ve zamana bağlı değildir, arkadaşlık ise tam tersine zamana ve mekâna bağlıdır.

—Arkadaş; gece aradığınızda rahatsız olur. Dost, derdinizi anlatmak için, niçin bu kadar geciktiğinizi merak eder.

—Arkadaş; hasbelbeşer kavga etseniz, artık her şeyin bittiğini düşünür... Dost ise sizi üzdüğüne üzülerek, tekrar arar...

—Arkadaş; daima, sizin onun arkasında olmanızı ve onu desteklemenizi ister. Dost ise her zaman sizin arkanızda olup, her dara düştüğünüzde sizi destekler.

—Arkadaş; zaaflarınızı öğrenir, sonra onları kullanabilir. Dost ise zevklerinizi öğrenir, zevklerinize hitap eder...

—Arkadaş; zayıflık ve kusurlarınızı başınıza kakabilir. Dost ise, zayıflık ve kusurlarınızı örtmeye ve onları düzeltmeye çalışır…

Evet. Mal, mülk, makam, şöhret odaklı rağbetler! Bir noktada kişinin şahsına değil, elindekilerine rağbet: Samimiyetten yoksun olan bu ilişki nereye kadar dersiniz?