Aslen Elazığlı olan başarılı iş insanı Resul Özdemir ile Hollanda ya gelişinden siyasette atılmasına medya da yaptığı görevinden tutunda da bir çok projesi üzerine çok özel bir söyleşi hazırladık.


Resul Özdemir kimdir?


1971 Elazığ Karakoçan doğumluyum. 22 günlük iken babam vefat ettiği için babasız büyüdüm. İlkokulu Karakoçan'da orta ve liseyi İstanbul'da tamamladım. 1989 yılında Türkiye'de Üniversite sınavlarına girdikten sonra sınavı kazanamamış gözüyle bakarak Hollanda’ya geldim.
 Daha sonra 6 ay niyetiyle Avrupa'ya geldim ancak ilk etapta beş yıl kaldım. Avrupa'ya geldiğim o yıllarda kardeşlerim abilerim ticaretle, fırın işiyle uğraşıyorlardı. O dönemde ticarette farklı boyut kazanmaları kurumsallaşmaları için elimden geleni yaptım.

Hollanda’ya geldikten sonra neler yaşadınız?


 Ben İstanbul'da iken aynı zamanda konstrüksiyon işlerine de girmiştim ve bir hayli ticari ve yönetim tecrübem vardı. Burada gördüm ki bu konuda bilgi eksikliği vardı çoğu işigirişimcilik ruhuyla yapıyodu. Bu münasebetle özellikle Türk şirketlerinin kendilerini geliştiremediklerini fark ettim. Özellikle uitzendbureau sayısı oldukça fazlaydı ve bu oldukça revaçta idi. Bu sistemle yanlış adım atıldığını kendilerine söylemeye çalıştım. Yaptıkları bu işin kurumsallaştırılması önerisinde bulundum. Özellikle firmalara üst düzey yönetici istihdam edilmesi gerektiği konusunda ısrarla tavsiyelerde bulunuyordum, nedeni ise genelde aile şirketi olması hasebiyle iyi yönetilmiyorlardı. Şirketlerin büyütülüp tamamen aile şirketi görünümünden çıkartılmasını tavsiye ettim. Ancak üzülerek söylemek istiyorum ki uitzendbureau yöneticileri, acaba Resul kendine iş mi arıyor, kendine bir pozisyon mu edinmek istiyor, düşüncesiyle benim bu önerime pek sıcak bakmadılar. O dönemlerde milyonlarca ciro yapan birçok uitzendbureau kısa bir zaman içerisinde patır patır dökülüp, iflas yaşamaya başladılar. Çünkü kurumsal olamadılar, profesyonel hareket edemediler. Şu an görüyorum ki birçoğu acınacak durumda ve ben bu insanlara gerçekten üzülüyorum.
 Ben burada lisan öğrenmek için okula gittim. Madem buraya geldim, buranın dilini de öğrenmem gerekir diye. 3 ay gibi kısa bir zamanda Hollandacayı normal şekilde öğrendim. Lisanı öğrenince özgüvenim de arttı. Hep kendi ayaklarım üstünde durmaya çalıştım, kardeşlerimden dahi yardım almadan bir şeyler yapmaya çalıştım.
 Hollandaca kursundan sonra eğitime devam ettiniz mi?
 Hayır, maalesef eğitime devam edemedim. Direk iş hayatına atıldım. Öyle ki 4 buçuk yıl bahçe sektöründe çalıştım. Hep kendi kazandıklarımla bugünlere geldim. Hatta küçük yaşlarda semt pazarlarında limon maydanoz satarak kazancımı elde ettim. Ilk etapta Hollanda'da başladığım seracılık sektöründen ayrılıp Den Haag’da tramvay şirketine girdim. Maalesef söz konusu ilk çalıştığım bu şirkette (Sera sektöründe) fazla çalışamadım çünkü şirket iflas etmişti. Daha sonra HTM’yi tercih ettim. Burada yaklaşık 3 buçuk yıl kadar kontrolörlük yaptım. Bu işlerin yanı sıra aynı zamanda ticari çalışmalara da ağırlık veriyordum. Öyle ki kendi uitzendbureau'mu (Recor loonbedrijf) 1999’da kurmuştum. Tek bir işle yetinmedim yanında bir başka iş kurarak ikisini birlikte yürütmeye çalıştım. (Recor Holding B.V.) Uitzendbureau alanında yaklaşık üç buçuk yıl kadar aktif oldum.
 

Siyasi yaşamınızdan bahseder misiniz?


 Ticareti bir kenara bırakıp siyasete girmeye karar verdim ve bu tarihte Recor Loonbedrif’i yeğenime devrettim. Çünkü Ticaret ve siyasetin yan yana olmayacağı bilinciyle bunu yaptım. Türkiye'den ilk geldiğim yıllarda üzülerek söylemek gerekirse buradaki toplumumuzun yeterince dil bilmemesi haklarını savunamaması sorununu gözlemlediğim için siyasete girmemin gerektiğini anladım. Siyaset yoluyla insanlarımıza faydalı olabileceğim kanaatine vardım.
 1998’de karar aldım de çevremde büyüklerime danışarak siyasete girmek istediğimi kendileri ile paylaştım onlar da sağ olsunlar bana destek oldular ve bu durum bana adeta itici güç oldu. Daha sonra Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne (PvdA) üye oldum. Parti içerisinde farklı departmanlarda görevler yaptım tecrübe edindim.
 2002 yılında yerel seçimlerde Den Haag’dan aday adayı olacaktım ancak tabir yerindeyse aynı partiden bir başka Türk adayın seçilebilmesi adına ben fedakarlık yaptım. Daha sonra da ben eyalet seçimlerine aday olmaya karar verdim.
 2003 eyalet seçimlerinde Pvda 'dan aday oldum. O dönem aslında ben bu eyalet seçimlerine katılıp aday olmayı düşünmüyordum. Çevremdeki insanların (Özellikle eşimin) desteği ve teşvikiyle aday oldum. O dönemde eyalet seçimlerinde aday olan başka Türk yoktu. Sadece Bekir Cebeci ile birlikte aday olduk. İlk olduğumuz için acaba başarabilir miyiz endişesi taşıyor idim. Çünkü yeterli desteği almayıp seçilememe riski ve ihtimaline karşın ben doğrusu aday olma isteğinde değildim. Aynı zamanda seçilip başarılı olamaz isem kuşkusu da vardı.
 

23 uğur sayısı


 Elazığ'ın plaka numarası 23, İstanbul'a giriş tarihim 23 Haziran, Kızımın doğum tarihi 23, aynı zamanda aday adaylığımın ilk numarası 23. Dolayısıyla 23 rakamı benim uğur sayım oldu.
Sağ olsun eşim bana büyük destek oldu, her daim arkamda oldu. Ben şu an arkama dönüp baktığım zaman gerçekten ailemi ihmal ettiğimi çok iyi görüyorum. Dolayısıyla eşim bana hiç bir zaman köstek olmayıp aksine sürekli destek oldu.
 Eyalet seçimlerine iki defa katıldım ve 2 dönem görev yaptım. 
Bekir Bey ile daha önce birlikte ilk dönemimde aday oldmuştuk fakat Bekir Bey emekli olup siyasete devam etmeyeceğini söyledi ve adaylıktan çekildiğinde ki o dönemde partim adına o kadar çok öneri verdim ki hiçbir zaman ismimi öne çıkarmadım.  Hep sürekli partimden başka arkadaşların isimlerini önergelerimin altına imza olarak yazdırdım. Yıl sonunda meclisteki genel toplantıda kimin ne yaptığı konuşulduğu masaya yatırıldığı esnada birçok öneriye kendim hazırlayıp sormama rağmen başka isimle meclise getirildiği için adeta ben hiç önerge sunmamış pozisyonuna düşürdüler. O anda anladım ki siyaset bu şekilde yapılmıyor.
 Daha sonra Bekir abi ile oturup bir karara vardık. Sağ olsun kendisi benim ön plana çıkmamı önerdi ve o dönemi çok rahat ve başarılı şekilde yerine getirdim. Daha sonra 2. dönemde Bekir abi aday olmadı ve ben yalnız kaldım. Daha sonra bende 2010 yılında Parti'den ayrıldım. 2010 senesinde İşçi Partisi gerçek politikasından (Sosyal Demokratlık çizgisinden) uzaklaştığı için bende İşçi Partisi'nden istifa ettim. 2010 senesinde Tweede Kamer seçimlerinde Bekir abi ile birlikte aday olduk. Tabii parti o dönemde gündemde olan Ermeni meselesiyle alakalı bizlere mail gönderdi. Soykırım oldu diye partimiz bizim imza atmamızı istedi. Biz de Bekir abi ile tabii ki buna hayır dedik. Ondan sonra da tabii adaylığımız kabul olmadı.                    3. dönem içinde ise benim siyasi liderliğimde parti kurduk.
O dönem Bekir Cebeci bey ve diğer arkadaşlarla istişare sonucu Demokratlar Birliği adında parti kurduk ( Unie van Democraten ).  Öyle ki 3 ay içerisinde partiyi kurduk, tüzük çalışmasını yaptık ve adayları belirledik ve 2011 yılındaki eyalet seçimlerine katıldık, malesef çok az bir oyla seçimi kaybettik.

Recor Zorg tam olarak hangi tarihte kuruldu Gelinen nokta nedir Personel sayımız nedir Kaç tane şubeniz var?


Recor Zorg’u 2013 yılında kurduk. Recor Zorg’u kurduğumuzda ilk etapta amaç poliklinik kurmaktı. Yaklaşık bir buçuk yıl kadar yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda ekonomik olarak bunu karşılayamayacağımızı anladık. Daha sonra alanı değiştirme suretiyle bakım ve rehabilitasyon alanına ağırlık verdik. O alanda çalışmalar başlattık.
Halen o tarihten bu yana evde hasta bakımı, tedavisi ve rehabilitasyonu yapıyoruz. Poliklinik meselesi hala rüyamız, inşallah bu projemizi pek yakında hayata geçirmeyi istiyoruz. Şayet bu projemiz ileride gerçekleşir ise poliklinik olarak başka şehirlerde şube açma planımız var. Şayet poliklinik olarak devam etmez isek zorg olarak Rotterdam Amsterdam gibi kentlerde de Recor Zorg olarak şube açmayı istiyoruz. Misyon ve vizyonumuz, 2025 yılı sonlarında ülke genelinde bir çatı oluşturup, sağlık alanında marka olmak, daha üstün kalitede hizmet verebilmek. Hâlihazırda 30 deneyimli profesyonel ekiple, 100'ün üzerinde insana hizmet veriyoruz.

 Recor Zorg olarak kalite belgesi HKZ (ISO) aldığınızı biliyoruz, bu konuda neler söylemek istersiniz?


Den Haag içerisinde sağlık alanında kalite belgesi HKZ (İSO) dediğimiz sağlık normlarına uyan belgeyi alan birkaç tane firmadan biriyiz. Özellikle sağlık kuralları içerisinde hizmet veren bu şartları yerine getiren bir firma olarak bu belgeyi almış olmaktan son derece mutluyuz ve gururluyuz ayrıca belkide bugüne kadar hiç kimsenin yapmadığı bir şeyi daha yaptık; biz kendimiz Sağlık Bakanlığından müfettişleri kendimiz davet ederek bizi kontrol edip çalışmalarımızı denetlemesini istedik ve sonuç olarak bizi ziyadesiyle memnun edecek bir sonuç ortaya çıktı. 

Resul Bey sizin özellikle sivil toplum kuruluşlarıyla olan yakınlığınızı biliyoruz. Bu konuda açıklamalar yaparsanız seviniriz.

2002 yılından bu yana Hollanda Elazığ'lılar Derneği bünyesinde de görevler aldım ve halen başkanlığını yürütmekteyim. Bir dönem üniversite öğrencisi iken (2005 yılında) üniversite rektörün uluslararası ilişkilerinde danışmanlık yaptım ve aynı dönemde İş ve eğitim kuruluna danışmanlık, PvdA partisinin grup yönetiminde muhasiplikte yaptım.

Yaklaşık bir iki yıl toplumsal çalışmalara ara verip, biraz kendimi dinledim. Çocuklarıma aileme doğrusu daha fazla zaman ayırmak istedim. Sanıyorum 2013 yılıydı Musiad Hollanda'nın yeniden yapılandırılması noktasında bir teklif geldi. Ben de kendimi sorumlu hissederek olası yapılanma içerisinde yer alabileceğimi söyledim. Ben tabi bu kararı kendimce aldım ancak eşim çocuklarım bu konuya doğrusu pek sıcak bakmadılar. Çok değerli kardeşim arkadaşım Murat Ersoy eşiyle birlikte ziyaretimize geldiler ve onun eşime meseleyi anlatmasıyla eşim de çocuklarım da bu durumu kabul ettiler. Daha sonra 2015 yılından  2017'i yılına kadar MÜSİAD Den Haag yönetiminde Genel Sekreteri olarak görev yaptım.
O dönemde yönetim içerisinde yaptığım çalışmalar sonucunda şubeleşmenin kararı çıkması sonucunda daha sonra kurulan 2017'den 2019 yılına kadar da MÜSİAD Den Haag yönetiminde Genel Sekreterlik görevini yürüttüm. 

Şu anda da Hollanda Elazığ'lılar İş adamları derneğini kurarak yönetim seçiminden sonra Divan kuruluna çekildim ve ayrıca doğduğum köye vefa dolayısıyla ve köylülerimizin ısrarı üzerine başkanlığını (aslında bir nevi onursal başkanlığını) yapıyorum.

20 YILLIK RÜYA RECOR GEZONDHEİD CENTRUM


Şayet 2018'de aldığı binanın belediye ruhsatı biterse en kısa zamanda 20 yıllık rüyası olan Recor Gezondheid Centrum (Hastahane'yi) kurmak istiyor

İş insanı Resul Özdemir Türkiye'ye İdareci ve Bürokratlar Birliği Hollanda temsilciliği görevini yürütmekte ayrıca Hollanda'daki STK'ları bir Platform çatısı altında toplayıp çalışmalara başladım ve en yakın zamanda resmiyete dökülecek.