Patentler ve markalar tanımları itibarı ile farklı olsa da aslında birbirleriyle yakından alakalı, hatta birbirini tamamlayan kavramlardır.

Tanımı itibarı ile patent, buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretme, kullanma, satma veya ithal etme hakkıdır. Bir başka ifade ile Patent; sanayiye uygulanabilen, teknolojinin bilinen seviyesini aşan ve yeni olan buluşların tescil edilerek korunmasıdır.  Bu hakkın tanınması için verilen ve buluşun ayrıntılı açıklamasını da içeren belge ise patent belgesidir. Genel itibarı ile patent ulusal bir içeriği hatırlatsa da, Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslar arası anlaşmalar çerçevesinde de aynı zamanda dışarıya da açılmadır. 

Patent, mal ve hizmetin kime ait olduğunu belirten bir adrestir, bir noktada buluştur, sahiplenmedir, üretimdir, pazarlamadır.

Patent, zenginliktir, rekabettir, farkındalıktır, aidiyettir…

Tanımı itibarı ile marka ise, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özelliklesözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretlere verilen isimdir. Markakoruması, ürün ya da hizmetlerinde marka kullanan marka sahiplerini koruyan bir sistemdir. 

Evet… Tanımları farklı olsa da özellikleri benzerdir patent ve markanın…

Patent ve marka bir değerdir, özellikli olmaktır, en güzeli ortaya koymaktır, güçtür, hatta en güçlü olabilmektir. 

Patent ve marka güvendir, ayrıcalıktır.


Patent ve marka kendini ispattır, yarıştır, mücadeledir.

Patent ve marka görücüye çıkmaktır, pazarda yer bulmaktır.

Günümüz şartlarında patent ve marka adına soğuk savaşların mekândan öteye kendini kabullendirmesidir. 

Bir patent ve marka düşünün ki adı kendini farklı kılıyor, tüketicinin isteklerine cevap veriyor, reklamları ile beyinleri, duyguları ve duyuları bir noktada esir alıyor. Öyle ki kıtalar ötesinden, coğrafyalar ötesinden gurbette olsa da hararetisöndüren serinletici içecekler ile insanda bağımlılık oluşturabiliyor.

Patent ve marka adına birçok mal ve hizmette Türkiye gerçekten bir markalar silsilesidir. Tarihi, kültürü, sanayisi, yiyecekleri, içecekleri ile özel ve güzeldir, markalar zinciridirTürkiye. 

Patent ve marka gözüyle farklı iklimi, coğrafyası, bölgeleri ve yöreleri ile de renga renk sonsuz bir haritadır Türkiye.

​Patent ve markası ile zengin tabloları ile harikalar cennetidir Türkiye.

       İşte Türkiye’nin güzel bir numunesi Elazığ. Ölmez eserleri ile Harput, tarihi ve doğal güzellikleri ile Keban,yeraltı efsanesi ve Hazar’ı ile Sivrice, Kâbe’de hizmete kendini adamış ve Beyaz Sarayın zarafeti Alacakaya Vişne Mermeri ulustan öte kıtalara açılan markalar değil midir?  

Türkiye’nin sadece bir ili olan Elazığ’ın her ilçesi değişik özellikleri ile adeta markalar yumağıdır.

Sevinç ve gurur kaynağımız Elazığ Alacakaya Vişne Mermerinin patent elbisesi giymesi!

Öyle ki mermerlerimizin kullanıldığı yerler arasında kutsal belde Kâbe de var. Hatta kıtalar ötesinde Beyaz Sarayın süsü olmuş Elazığ Vişne Mermeri. Elazığ'ın can damarı, beş kıtada otuz ülkede alıcı buluyor kendisine. Bir noktada dünyanın bor zengini olan Türkiye misali, Elazığ da mermer ve yeraltı kaynakları ile adeta bir hazine. Vişne Mermeri markalaşıyor, Elazığ ekonomisi canlanıyor. Patent ve marka adına güzel bir örnektir mermerlerimiz… 

         Özellerimiz, öğündüklerimiz, farklılıklarımız, gözdelerimiz, güzellerimiz, markalarımız var Türkiye’nin altın şehri memleketimizde. Önemli olan farkı fark ederek patentlerle markalar zinciri ile güçlü olmak, tercih edilmek değil midir? Acaba kaç ürünümüz patent elbisesi giymiştir marklar şehri Elazığ’da. Mesela Türkiye’nin lezzet haritasında Elazığ hangi konumda acaba?