Samimiyet bir kişi için önemli bir referanstır.

Samimiyet tek kelime ile birçok şeyi ifade eder. Ve samimiyet ile sıralanır bir bir diğer meziyetler; doğruluk, dürüstlük… gibi!

Samimiyet; kalitedir, hayatın en mühim bir öğesidir.

Samimiyet; Büyük bir kuvvetin adresi, güzelliklerin bir noktada aracı, insanlar için önemli bir dayanak noktası. Dahası en yüksek karakterler yumağıdır samimiyet.

En yakınımızdakilere duygularımızı, fikirlerimizi anlatırken gerçekten samimi miyiz veya ne kadar samimiyiz veya Onlar bize ne kadar samimi acaba?

Kendi anlattıklarımıza, fikirlerimize, kendi söylediklerimize kendimiz inanıyor muyuz veya ne kadar inanıyoruz?

Yani kendimizle bile ne kadar samimiyiz?

Yoksa söylediklerimize kalbimizi inandıramıyor, bir ikinci ses mi duyuyoruz? Aynı bedende bile farklı kanaatler mi taşıyoruz, bir uyum sergilemiyor mu aynı bedendeki ben?

Belki de samimiyetin samimiyetsizliğinden olacak ki birçok taleplerimizde hayatımızı olumsuz yönde etkileyen aksaklıklarla karşılaşıyor veya sonuç alamıyoruz.

Öyle ki kötü bir işte samimi olan bir insan bile bu samimiyetinden dolayı belki de sonuca gidiyor. Samimiyet bir noktada inanmaktır, kararlılıktır.

Bir insanın öncelikle kendisi ile samimi olabilmesi, samimiyeti öğrenebilmesi ve hayatına uygulaması kadar önemli olan bir diğer nokta da samimi insanlarla bir hayatı paylaşabilmesidir. Yani samimiyetten kaynaklanan güzel, mutlu bir hayatı yakalayabilmek.

Öyle ki hayatın püf noktalarını, hayatla olan danstaki uyanıklıklarımızı çocuklarımıza bilgi ve tecrübe olarak öğretiyoruz, aktarıyoruz. Ama en basit ve kolay olan samimiyeti öğretmeyi ihmal ediyoruz nedense! Ve belki de samimiyetsizlikten kaynaklanan tavrın ilk muhatabı da biz oluyoruz.

Şikâyet ettiğimiz birçok sıkıntının, hastalığın, sosyal sorunun temel nedeni belki de samimiyetsizlikten kaynaklanıyor. Doğal olarak da bu hastalık ve sıkıntıların reçetesi de samimiyet…

Samimiyeti ön planda tutan bir hayat düzeni yaşamın bir noktada anlamıdır. Çünkü sevinçler, umutlar samimiyetle paylaşıldıkça anlam kazanır. Aynı şekilde sıkıntılar, dertler de PAYLAŞILDIKÇA azalır.

Düşünsenize hırsla aynı hedefe kitlenenleri! Ve bu hedef için planlananları ve yapılacakları… Rekabet ve hırs odaklı bu yarışın, hatta bu düşmanlığın, muhalefetin çaresi, kurtuluşu ne olabilir acaba? Cevabı basit. Nasıl?

Bencil davranmamak, kişisel hesaplara girmemektir. Yani samimiyet göstermektir.

Samimiyetin de dereceleri ve paylaşıldığı insanlar yok mudur dersiniz?