Tembellik: Sessiz ve Sinsi Bir Çöküş

“Armut piş, ağzıma düş” felsefesiyle büyüyen bir insan, sadece kendi geleceğini değil, toplumun da dinamiklerini zayıflatır.

Tembellik, ilk anda zararsız bir miskinlik gibi görünse de, uzun vadede bir bireyi yeteneklerinden, üretkenliğinden ve hatta insan olmanın anlamından koparır.

Kur’an-ı Kerim’de geçen bir ayet aslında bu meseleyi tek bir cümleyle özetliyor:

“Ve insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm, 53/39)

Bu ayet, kaderini koltukta uzanarak değil, gayretle, çabayla ve alın teriyle inşa edenler için umut dolu bir hatırlatmadır. Çünkü insan ancak emeğiyle değerlidir.

Bireyin Çöküşü: Eylemsizlik

Psikolojide bu durumun karşılığını Carl Rogers net biçimde tanımlar. Ona göre insanın ruhsal gelişimi ancak hareket ve sorumlulukla mümkündür. Kişilik, eylem içinde şekillenir. Üretmeyen, gelişmeyen, katkı sunmayan bir birey, zamanla benlik saygısını da kaybeder.

Tembellik, sadece bedeni değil, ruhu da ağırlaştırır. Kendini gerçekleştiremeyen bireyler içe kapanır, öfke ve tatminsizlik birikir. Oysa Rogers der ki:

“Gerçek gelişim, bireyin kendini keşfetmeye açık olmasıyla başlar. Bu da aktif bir çaba gerektirir.”

Oku! Ama Neyi?

İslam, çalışmayı ve öğrenmeyi ibadet kabul eder. İlk inen emir: “Oku!” (Alak, 96/1). Ne yazık ki bu ayet, yıllardır sadece ses olarak hayatımızda. Oysa Kur’an’ın bizden beklediği, kalbimizle ve aklımızla okumak. Bilgiyi sahiplenmek, merak etmek, araştırmak…

Bugün hâlâ “Benim işim değil, başkası halletsin” anlayışıyla yaşamak, sadece bireysel ataleti değil; toplumsal gerilemeyi de doğuruyor. Artık bilgiye ulaşmak bir lütuf değil, bir sorumluluk. Merak etmeyen, öğrenmeyen, çaba göstermeyen birey, kendini de, çevresini de ihmal eder.

Ne Yapmalı?

* Kendin için oku.

* Toplum için öğren.

* Allah için üret.

Tembelliğin İslam’da yeri yoktur. Psikolojide de yeri yoktur. Hayatta ise bedeli ağırdır. Çünkü ne inanç ne de bilim, yerinde sayanları ödüllendirir.

Unutma: Eylem yoksa gelişim yok. Gelişim yoksa insanlık yok.

“Armut piş, ağzıma düş”le değil, “emeğimle, gayretimle” diyerek var ol.

Kübra Hülya Arıcı Sorrentino

Uzman Psikolojik Danışman/ Eğitmen/ Yazar