İş / Çalış(ma) Hayatı

İnsanın kendini gerçek-leştirme yollarından biri de, emeği karşılığında bir iş yapması, kendisini çalışır durumda tutmasıdır.

Çalışmak anayasal bir haktır. Gerek akıl teri gerek alın teri dökerek zihnen ya da bedenen veya her iki gücü birlikte kullanarak iş üretenlere, üretimden yana olanlara selam olsun.

İşlemek, işler durumda olmak daha çok mekanik araç/gereçler için kullanıyor olsa da, insanoğlu "fiziksel, biyo-psiko-sosyal" varlıktır. İnsan da sistemler bütünüdür. İnsanın yaratılışındaki sistemlerin işleyişindeki ahenk, mucize derecesinde hayret yaratır aslında konunun uzmanlarına...
İnsanoğlunun kendi sistemlerinde yaşanan bir aksama, ahengin bozulması içsel ya da dışsal emarelerde "farklılık" gösterebilir. Bu durum hastalığa hatta sistemin sonlanmasına kadar gidebilir.

Konuya giriş yaparken okuduğunuz bu karmaşıklık bir kafa karışıklığı gibi de görünebilir. Lakin bir insanın kendisini, yaşadığı süre boyunca "İŞLER DURUMDA TUT(MA)" sorumluluğunu hatırlatmak isterim.
İnsan gelişim evrelerinin bazı dönemlerinde işler halde olmak için yardıma ihtiyaç duyar; bebeklik, çocukluk ve yaşlılık dönemleri gibi. Ya da hayatının bir döneminde yaşanan bir kriz, travma ya da hastalık anında destek mekanizmaları devreye girer. Bu sosyal destek sistemi aile, yakın çevre başta olmak üzere sosyal devletin gereği olan kurumsal yapıların sağlayacağı desteklerden oluşabilir....
İşler halde olmak, bir işe yaramak, bir işin ucundan tutmak, bir işi sırtlanmak, "işleyen demir ışıldar" gibi "işleyişle ilgili deyimlere bakabilirsiniz.

İnsanın kendini gerçek-leştirmesiyle, iş / çalışma yaşamı içerisinde aktif olması arasındaki ilişkiyi kimse yok sayamaz. Bu noktada "ben kimim?" / "Sen kimsin?" sorusu çok temel ama bir o kadar da felsefi sorudur. İnsan çoğu zaman bu sorunun cevabı olarak, ne iş yapıyorsa ya onu söyler ya da yaptığı işi tanımlayan pozisyonu ya da mesleğini söyler.
...
Bir insanın mesleğini yapamıyor olmasının faturasını önce o kişi, sonra yakın çevresi öder. Eğer bu kişi bu huzursuzlukla "kendisini tanımladığı iş ve meslek" dışında bir iş yapıyorsa, yaptığı işe de bu olumsuzluğun yansıması kaçınılmaz bir sonuçtur.
Dedik ya; insanoğlu hayret edilecek kadar karmaşık birbiriyle yakından ilgili sistemler bütünüdür.
Sadece insanın yaptığı işteki durumuna bakarak bile o kişi hakkında bir karar verebiliriz. Anlık kareler sonucu ulaştığımız sonuç, o insanı bir kalıba bir sınıfa ayırıp o kişi hakkında bir karar veririz; iyi ya da kötü...

"Mut" kelimesini tek başına duydunuz mu, bilmiyorum?
Mersin İlimizin ilçelerinden biri aynı zamanda.
Kut ve Mut, Kutlu ve Mutlu...

Mut; tamam / bütüne ilişkin bir kavram. Oxford Sözlükte Mut:"bütün özlem ve isteklerin tam ve sürekli olarak yerine gelmesinden duyulan kıvanç, mutluluk"

İnsanın kendini gerçekleştirmesiyle "mut"luluğa ulaşması arasındaki ilişkiye bakar mısınız? Mutsuz insanların bütünlüklü bir iş yapması mümkün mü? Daha olumlu açıdan bakarsak; kendini gerçek-leştirmeyi hedefleyen, bütüne, toplam kaliteye önem veren ve bunu iş tutuş biçimine, iş yaşamına aktaran bir kişinin, hizmet sunduğu kişinin ya da kesimin "mut"luluğunu önemsememesi mümkün mü?

İş hayatınızın, çalışma ortamınızın sizlere, kendinizi gerçek-leştirme imkanı sunmasını diliyorum.

Söyleyecek, yazacak o kadar çok şey var ki...

Geleceğimizi tesadüfler belirlememeli, kendimizi gerçekleştirme yolculuğu bir süreç, iş ve meslek seçimini de içerir. Kariyer Planlaması "mut"luluğa dönüşen, yapmaktan ve yaşamaktan doyum sağlayacağımız iş yaşamım tamamlayıcı unsurudur.